Karadenizin Dergi’deyiz

img

Yılın En İyi Gezi Blogu Keşfetsene ile Röportaj

Bu yıl kazandığımız 2014 Momondo Seyahat Blogları birincilik ödülümüzden sonra, Karadeniz Bölgesinin seslerinden yerel bir dergi olan Karadeniz in Dergisi‘nde sevgili Pınar Dokuzluoğlu’nun kaleminden keyifli bir röportajımız yayınlandı. 3 sayfalık yayını Dergi’nin web sitesinden okuyabileceğiniz gibi aşağıya da kopyaladık. Tekrar okurken de çok beğendik, akıp gitmiş söyleşi.
Röportajın sahibi Pınar Dokuzluoğlu şu cümleler ile bitirmiş, kendisine teşekkür ederek paylaşalım. “Barış ve Taflan tutkularının peşinde giden ve sonucunda da mutluluğu ve başarıyı yakalayan, şansını kendi yaratan insanlardan. Kesfetsene.com’u mutlaka takip edin derim ilham almak ve tutkularınızın peşinden cesurca koşmak için.” Röportajın tamamını aşağıdan okuyabiliriz. Sayfalara da Karadeniz in Dergisi sitesinden ulaşabilirsiniz. (Ekim 2014 sayısı; 68,69 ve 70.’inci sayfalar)

Karadenizin Dergisi yeni sayı

 

Kesfetsene.com nasıl ortaya çıktı?

Yayıncılık uzun süredir istediğimiz bir şeydi. Sık seyahat ediyor ve seyahatlerimizi de ülkemiz geleneksel turizm kültürünün biraz dışında tur şirketsiz ve kendi araştırmalarımızla yapıyorduk. Bu da bir süre sonra arkadaşlarımızın artan sorularını doğurdu. Hem her gittiğimiz yer ile ilgili gezi notları ve püf noktaları isteyen dostlarımız, hem de bizden daha çok gelir elde etmelerine rağmen bizim kadar gezememekten şikayetçi olanlar da yayıncılığımızın uzmanlık konusunu ve içeriğini şekillendirdi. Teknik işlerden anlayan arkadaşlarımızın büyük desteğiyle 5 aylık bir yazı süreci sonrası 30 Ekim 2013’te yayına girdik. İki derdimiz vardı, soru soran arkadaşlarımıza link atarız, proje tutar da yayılırsa ülkemizin gezi kültürüne ve seyahat bilincine nacizane katkı sağlarız.

Seyahat etmenin sizin için anlamı ne?

Seyahat etmek eğlenceyle öğrenmenin harmanlandığı bir tutku, bu virüsü kaptıktan sonra da dönülmez bir yaşam biçimi oldu bizim için. Seyahat; azla yetinmek, yeni insanlarla tanışmak, farklı yaşayışları gözlemlemek, insan, doğa ve yaşam adına kafa yormak demek. Güzel bir söz var; “Para harcarken seni zenginleştiren tek şey gezmektir!.”

Kurumsal hayat içerisinde bu kadar seyahat etmek için nasıl vakit buluyorsunuz?

İstemekle ilgili bu. Ne yazık ki ülkemiz yıllık izin ve tatil oranları çok düşük olsa da varolan biraz efektif kullanılınca vakit bulunuyor. 15’er günlük yıllık izin var en az, muhtemelen biri 9 güne denk gelen iki büyük bayram tatili var, çoğu hafta sonları ile birleştirilebilecek resmi tatiller ve 52 tane hafta sonu var. İyi planlama ile çok şey yapılabilir. Senenin ilk günlerinde yılın planını çıkarmak önemli, 1 Mayıs salıya mı geliyor, o p.tesi izin alabilirsen al sana dört günlük tatil, bir yere gitmeye yeter. O izni de üç ay önceden istersen alırsın.Yıllık izinleri de beş beş alıp tüketeceğimize iki iki, üç üç hafta sonları veya bayramlarla birleştirerek vaktimizi daha değerli kılabiliyoruz.

Gerçekten söylenildiği gibi ekonomik seyahat etmek mümkün mü?

Söylendiği gibiden ne anladığımıza bağlı ancak elbet mümkün. Dünya’yı keşfetmek için Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok, bu konuda çoğu yabancı kaynaklı olsa da on binlerce gezginin anıları, tecrübeleri, kitapları,blogları ve bunun üzerine kurulmuş bir sistem var. Nasıl hadi yaza Antalya’ya ultra her şey dahile gidelim, çoğu ihtiyacımız olmayan her şeye 1 hafta için 2000 Lira para verelim dediğiniz zaman bir tur şirketine başvuruyorsanız, ekonomik seyahat için de tur şirketleri de dahil olmak üzere başvuracağınız bir sürü kanal var. İnternet bunun başında geliyor. Ucuz hatta bedava konaklama yöntemlerinden, en iyi ulaşım alternatiflerini değerlendirebileceğiniz kıyaslama sitelerine kadar bir sürü sistem zaten kurulu, ekonomik seyahat etmek isteyene; “araştırmaya zaman ayırma” görevi düşüyor. Kimi zaman 3 günlük bir seyahat için 5 akşam araştırma yapmanız gerekebilir, ama sonunda hem öğrenmiş oluyorsunuz, hem de tecrübeleriniz yeni seferler için araştırma süresini kısaltıyor, sadece bilgi derlemesi yaptırıyor. Hadi iddialı olalım, Keşfetsene’nin ana sayfalarına 2 saat ayıran birisi kafasındaki bütçeden en az %30 kâr eder, üstüne de kendi kendine başarmış olmanın hazzını yaşar. Daha iyi olma ihtimali de cabası.

Kesfetsene.com‘un hayatınıza kattığı en büyük şey nedir?

Keşfetsene’ye deneyimlerimizi yazmaya başlamak seyahat sorumluluğumuzu ve gözlemlerimizi bir üst seviyeye çıkardı diyebiliriz. Artık daha farklı bir gözle geziyoruz, artık daha fazla öğreniyoruz, araştırıyoruz diyebiliriz. Fakat Keşfetsene’nin hayatımıza kattığı en önemli şeyler; sorularıyla, teşekkürleriyle tanıştığımız, seyahat hayallerine katkıda bulunduğumuz insanlardan aldığımız övgülerin hazzı ve hayata paralel baktığımız başka gezginler ve bloggerlarla tanışmamız oldu.

Seyahate çıkmadan önce çok araştırma ve plan yapıp ona göre mi hareket edersiniz? Yoksa geziniz gittiğiniz yerde spontane mi gerçekleşir?

Gittiğimiz yere göre değişse de Keşfetsene sonrası daha fazla araştırmayla çıkıyoruz seyahatlerimize. 35 günlük Interrail seyahatimiz çok daha plansızdı mesela, şehre varıp nereleri gezeceğimizi o an keşfediyorduk. Fakat şimdi daha kısıtlı zamanlarda seyahat ediyoruz ve sonuna kadar yaşabilmek için sıkı bir araştırma yapıyoruz. Ne kadar araştırma yapsanız da orada, anında spontan şekilde öğrendiğimiz, keşfettiğimiz de çok fazla şey oluyor.

Her zaman iki kişi olarak mı seyahat ediyorsunuz?

Hayır. Tabii ki çoğunlukla birlikte program yapmayı tercih ediyor olsak da, ayrı ayrı arkadaşlarımızla, sevgililerimizle veya birlikte diğer arkadaşlarımızla gezilerimiz de var. Nereye gittiğin kadar kimle gittiğin de çok önemli, biz bir gezide birbirimizi iyi tamamlıyoruz, yaptığımız seyahatin içeriğine göre de bu çok önemli bir şey. 6 yıllık dostluğumuzda ve gezi tecrübemizde bugüne kadar birlikte bir ya da iki kez tatil yaptık mesela, ama 30 ülkeyi keşfettik. Gezilerimizin ufak bir ‘iş’ kısmı var, birimiz bir gişedeyken, diğerimiz öbür gişede ne yapacağını biliyor veya market sırasından, hostelde yemek bulaşık iş bölümüne kadar kuralları konulmamış bir düzenimiz var. Ayrıca en önemli nokta da fedakarlık kısmı. Turla ya da farklı arkadaşlarla nereye giderseniz gidin beklenti ve öncelikleriniz farklı oluyor ve isteklerinizden feraget etme fedakarlığı gerektiyor. Bizim farklı karakterlerimiz olsa da, gezilerimizde arayışlarımız yakın. Müzeyse önce müze, gece hayatıysa önce eğlence gibi. İkimizin de gezi anlayışı ‘insan odaklı’. Burada insanlar ne yapıyor, nasıl yaşıyorun merakında yola koyuluyoruz bu da turlarımızı bütünleştirebiliyor.

Birlikte seyahat etmek dostluğunuzu pekiştirdi mi?

Seyahat ne kadar keyifli olsa da birçok arkadaşlığın, ilişkinin yollarda bozulduğunu gördük. Biz bu yola interrail’le başlayarak beraber çıktık ve seyahatten de beklentilerimiz paralel gelişti. İlk çıktığımız bu uzun yolculuk dostluğumuzun ve Keşfetsene’nin bu günlere gelmesindeki en büyük etkendir.

Seyahat sırasında başınıza gelen unutamayacağınız bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz?

Lübnan’da bir tekel bayinin önünde bira içerken, üstü başı oldukça mütevazı sakallı bir amca bize selam verdi. İkimizin de kafasından aynı düşünce geçmiş, “aha ingilizce bilmeyen şarapçı amca saracak şimdi bize.” Sonrasında konuşmaya bir başladık, tarih, müzik, sinema ne varsa amca bizi kültürüyle dövdü. Gece çok geç saatlere kadar sohbet edip, bir gün sonra aynı saatte tekrar buluşup kaldığımız yerden devam ettik.İnsan ne olursa olsun ön yargılarını üzerinde taşıyor. Bu anımız bize iyi bir ders olmuştu; her insanın anlatacak bir hikayesi vardır, bu örnekte beklediğimizden çok daha fazlasıyla karşılaştık.

Sırt çantalı seyahat etmek herkes için uygun mu?

Elbette. Tiflis’te bir hostelde 2 senedir kesintisiz seyahat eden bir amcamızla tanıştık, 70’lerindeydi, Barselona’da 2 çocuklu bir aile vardı, çocukların şimdiden çantaları var. Venedikte’ki kampımızda 6 kişilik bir grup vardı ne yaşları, ne eğitim seviyeleri, ne gelir durumlarının birbirleriyle hiç alakası olmayan… Örnekler çoğaltılabilir, sadece ön yargıları fazla olan ve hayata genel bakış açısı negatif olan insanların, bir de lüks düşkünü turistlerin ‘backpacker’ olarak seyahat edemeyeceğini söyleyebiliriz, ama onlar dahi iki kez yapsalar fikir değiştirebilirler.

Keşfetsene’yi diğer seyahat bloglarından ayıran bir özellikte takipçilerinizin sizi samimi ve eğlenceli bulması. Bu sıcaklığı yazılarınıza nasıl yansıtıyorsunuz?

Çok teşekkürler, öyle mi buluyorlarmış. Bilmiyorduk! Genellemek zor ama temelde iki çeşit gezi blogu var sanırız. İlki temel hatıralarının üstüne aslında yabancı okurlarını ilgilendirmeyen anılarını paylaşan bunu da fazla derinleştiren yayınlar. İki sayfa yazı okumuşluğumuz var sabah nasıl uyanıp, kiminle kahve içtiğini ve masada neler konuştuklarını anlatan. Bunlar çok değerli ve özel bilgiler ama çok öznel. Okuduktan sonra ancak imrenebilirsin. İkinci türse rehber ciddiyetinde, donanımlı, bilgi verici kaynaklar. Buranın da ne yazık ki bir dil sorunu var. Bankanın ya da hava yolu şirketinin şehir rehberi seviyesinde oluyor ve genelde üzücüdür ki alıntı yazılar oluyor. Biz ikisinin ortasında bir yere konumladık kendimizi, başta kuruluş hikayesinde anlattığımız gibi arkadaşımızın sorularına ve olası ihtiyaçlarına cevap veriyor gibi yazıyoruz, bir diğer yanda da bizim gezimizde dahi eksik kalan yanları da araştırarak eklemeye çalışıyoruz, çünkü çok araştırma yaparak yola çıkıyoruz, yerli yabancı bir sürü ilham verici kaynağın bilgileri var o satırlarda, üzerine de yaşanmışlıklar eklenerek. Küçük bir örnek Prag’ta yapılacak ilk şey saat kulesinin animasyonunu izlemektir ve bunu her yer yazar, bu yüzden de beklenti çok artar. Ama biz onun yapılması gereken lakin saçma sapan bir aktivite olduğunu da yazıyoruz, bunun üzerine beklenti düşüyor, okurumuz da orada keyif alıyor, o da dalgasını geçiyor. Son olarak kalemimizin konuşma dilinde olması da etkili sanırız, eğlencesiz de olmaz, sınava değil keşfe gidiyoruz yahu, tabii ki öncelik eğlence. Ancak sorudaki gibi bir imaj yaratıldıysa ne mutlu bize.

Bu yıl TurkishTime dergisinde en gözde 100 start up 2014 listesinde yer aldınız? Sizin için Sürpriz oldu mu?

Açıkçası oldu. İkimiz de uzun zamandır start-up’ları takip eden, e-ticaret tecrübeleri olan ve internet odaklı bir iş kurma hayalinde olan insanlarız. Keşfetsene’yi kurarken de başarılı olmasını arzulayarak geliştirdik. Ama bu kadar kısa bir sürede en gözde 100 start up listesine girmek gerçekten şaşırtıcı oldu. Listede milyon dolaralık yatırımlar almış birçok proje var. Dergide adımızı, fotoğrafımızı bu şekilde görünce önemli bir hayalimizin gerçekleştiğini söyleyebiliriz.

Aynı zamanda Altın Örümcek Web ödüllerinde en iyi blog ödülünü aldınız? Bu konudaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Onu henüz almadık. Eylülde açıklanacak sonuçlar. Biz katıldığımız iki kategoride de Halkın Favorisi ödüllerini aldık. Turizm & Seyahat ve Blog kategorileri. Ülkemizin internet alanındaki en büyük organizasyonu bu; arkadaşlarımızın, dostlarımızın ve okurlarımızın desteği ile aldık. Bildiğimiz ve bu vesile ile tanıştığımız birçok seyahat blogu ve bloggerı da bizi destekledi sağ olsunlar. O yüzden koca koca firmaların arasında Türkiye’nin amatör tüm gezi blogları adına aldığımızı belirtebiliriz. Çok keyifli bir şeymiş onu da ekleyelim.

Seyahat etmek isteyen insanlara ne önerirsiniz?

Malum reklam cümlesi; Just do it! :)

img

Sohbetler ve Kültür Farkı

BİR YABANCI OLARAK AVRUPA SEYAHATİ İnterrail'de bizim memleketten olmanın iki özel yanı var. Birincisi…

0 Yorum

Daha önce hiç yorum yapılmamış

Siz de yorum yazarak bize ulaşabilirsiniz.