Petra’da Gece Yürüyüş Turu
Gezegenimizin en önemli antik kentlerinden biri, nefes kesici bir ortam, yüzlerce mum, binlerce yıldızla ışıldayan gökyüzü, toprak ve insan: Sen,ben,biz…
Haftanın iki akşamı (pazartesi ve perşembe) özel bir turizm şirketi (Zaman Turizm) ve Ürdün Krallığı tarafından organize edilen, kelimelerin tarifsiz kalacağı muazzam bir etkinlik. Mutlaka Petra Gezi Rehberimizi okuduktan sonra buraya bakın, çünkü ana yazı ve Petra tarihi hikayesi orada. Petra Gece Yürüyüşü turunun giriş ücreti ayrıca biletlendiriliyor ve 17 Dinar. Rehberlerden, otel resepsiyonlarından ya da akşam girişten alınabiliyor. Gündüz giriş için ödediğiniz servet (50 Dinar) karşılığındaki Petra Antik Kent giriş biletimiz bu tur için geçerli değil.
Gece yürüyüşü Petra’ya ziyaret gününüzü belirleyecek önemli bir sebep. Antik Kent; turistik girişinden başlayan uzun ince yol sağlı sollu mumlarla aydınlatılıyor. 1.2 km. boyunca sessiz sedasız, ancak diğer gruplarla küçük bir kapışma eşliğinde (önden yer kapmak için) yürüdüğünüz yol, altımızda tarihin tüm izleri ve pembe kumlar, üstümüzde sonsuz gökyüzünün ışıl ışıl yıldızları, yanımızda medeniyetin en eski aydınlanma araçlarından mumların huzuru ve sonsuz bir merak ile geçiliyor. Haleti ruhiyenize bağlı olarak derin düşünceler ayaklarınızın yorgunluğunu alırken, birden bire son yarığın arkasında gizlenmiş Hazine’nin (Al-Khazna Hazinesi) karanlık siluetinin karşımıza çıkışı… Hazinenin önündeki geniş avlu, yolun devamı niteliğinde onlarca mumla aydınlatılmış, önüne iki sıra kilimler serilmiş ve yerleşmemizi bekliyor.
Detaylı Petra tarihi bilgiler ve gündüz gezisi için tık tık
Petra girişinde herkes aynı anda içeri alındığı için az çok 10 dakika farkla son gelenler de arkalarda yerini alıyor, tripodlar kuruluyor ve acentenin minik çay ikramı ile (tabii ki şekerli) keyifli bir yerel müzik dinletisi başlıyor. Önce yerel bir üflemeli resitali, ardından da Dünya’nın ilk müzik aleti iddiası ile telli bir çalgıyı çalan bir Ürdünlü’yü dinliyoruz. (Dünya’nın ilk müzik aleti Almanya’da yapılan kazılarda bulunmuştur, arkadaşlar ya habersiz ya da işlerine gelmiyor ama çok takılmayıp keyfe devam etmek lazım.)
Etkinliğin devamında güçlü sesli ancak ayarı bir türlü yapılamayan, araya Windows açılış sesleri falan giren bir hoparlörden keçi ve koyun sesleri sonrasında da Carmina Burana’dan O Fortuna tüm haşmetiyle çalıyor ve siz Sultans of The Dance seviyesinde bir şey ya da şahane bir ışık şovu beklentisine girmişken Hazine pembe ışıkla aydınlatılıyor. Zayıf ışığın binaya vuruşu muhteşem bir an ancak beklentiniz hele de müziğin etkisi ile çok yükselmesin çünkü başka bir şey olmayacak.
Yerel sunucudan akıcı ve düzgün bir İngilizce ile Petra’nın kısa tarihini de dinledikten sonra ekstra fotoğraf çekimi için süre veriliyor ve yavaş yavaş geldiğimiz yoldan geri dönüyoruz. Aklımızda süper bir anı ve Dünya’nın 7 yeni harikasından birini, hem de bu kadar orijinal bir ambiyansta görmenin huzuru, her gece 800 ilâ 1200 mumu oraya dizen insanların emeğine teşekkür ile yolculuk sona eriyor. İsterseniz Antik Kentin girişindeki otel/cafede oturabilir, çay, nargile, bira keyfi yapabilirsiniz biz yaptık, çok eğlenceliydi. Restoranın çalışanları da çok kafa arkadaşlar ve haydi halaya dediğinizde muhtemelen sizi de karşılıksız bırakmazlar. Ancak basit seviyede kendinize güveniyorsanız, emin olun bizden daha iyi ve zor figürleri var, başaranı İstanbul’da halay başına bekleriz.
Petra’yı da içine alan Ürdün’ün turistik noktası Akabe Gezi notlarımız sizi bekliyor. Aşağıya tık.
